Hakkımda

Dünyaya gelen bir insanın yaşamı, sadece doğum anı ile şekillenen bir çizgiden ibaret değildir. Her an, her anın içinde dönüşümü taşıyabilir ve her düşünce, bir başka düşüncenin tohumunu ekebilir. 1997 yılında tanıştığım simya öğretisi ile hayatıma bir yön vermeye çalıştım. Ancak, bu tanışma bir tesadüf ya da sıradan bir keşif değildi; daha çok ruhsal bir uyanış, içsel bir çağrıydı. Genç yaşta girdiğim bu yolculuk, bir arayıştan çok, bir varoluş sorusunun cevabını bulma çabasıydı.

Simya, yalnızca bir öğretiden ibaret değildir; bir yaşam biçimi, içsel bir sürecin ta kendisidir. Yıllarca süren bu zorlu yolculukta, her kapı ardında daha derin bir evrenin, daha yoğun bir bilincin sırrını taşımakta olduğunu keşfettim. Sabır, en yakın dostum oldu. Öğretinin vaat ettiği ilahi bilgeliğe giden her adım, bir başka evrenin kapısını aralayarak ruhumu daha da derinleştirdi.

İlk rehberlik deneyimimi 2001 yılında İzmir’de yaşayarak, simya öğretisini insanlarla buluşturdum; ancak, sadece öğreten değil, öğrenen biri de olmaya çalıştım. İnsanların içsel yolculuklarına eşlik ederken, aynı zamanda kendi yolculuğumun izlerini de sürüyordum. Simya ve felsefe, ruhumun derinliklerinden yankılanan soruları yanıtlamıştı. Ancak bu sorular simyanın ötesine geçerek, astroloji, psikoloji ve ezoterizm gibi alanlarda da genişlemeye devam etti. İçsel keşiflerimde, her bir ilim birer anahtar oldu. Bu anahtarlar, mühür ve felek gibi daha derin kavramların kapılarını araladı.

Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’ni bitirdikten sonra, Anadolu Üniversitesi Fotoğrafçılık ve Felsefe bölümlerinde eğitim alarak sanatı ve bilimi birleştiren bir vizyon geliştirmeye çalıştım. Fotoğrafçılık ve kısa film alanlarında yaptığım çalışmalar, dünyayı yalnızca zihinsel değil, görsel ve duygusal bir gözle de incelememe olanak tanıdı. Her bir karede, her bir anın içindeki derinliği aradım. Bu estetik yolculuk, bir tür dışa vurum olarak içsel evrimimi dış dünyaya da yansıttı. Bir kamu kurumunda edindiğim deneyimler ise topluma hizmet etme arzumu pekiştirdi. Ancak esas olarak, insanlarla simya yolculuğuma devam etmek, hayatlarının derinliklerine dokunmak ve bazen de bu derinliklerde kaybolarak dönüşmek istedim.

2021 yılında yayımlanan Kurgusal Başlangıç adlı ilk kitabım, yalnızca edebi bir eser değil, bir felsefi arayışın da ürünüydü. Hayatın kurgusuna dair başlangıç seviyesinde ele alınan konularla, okuyucuyu derinleştirmeye çalıştım. Yazarken sadece kelimeleri değil, ruhumun özünü de kaleme aldım. 2024 yılında yayımlanan Kalem ile Gümüş Levha da ise bir adım daha ileriye giderek insan ruhunun metafiziksel yolculuğuna dair bir keşif sunmak istedim. Âlemler ve Elementlerde ise ilmin âlemlerle olan ilişkisini ve elementlerin ruhumuzla olan bağlantısını aralayacağız. Her bir eser, içsel dünyama bir adım daha atmamı sağladı. Ama belki de en önemli yolculuk, kelimelerin ve simyanın ötesinde, insan ruhunun dönüşümünde oldu. Hem bir rehber hem de öğrenciyim aslında; hem insanlara rehberlik ediyorum, hem de kendi iç yolculuğumun izlerini sürüyorum.

Murat KOYUN